“10 bireyle 3 puan” – Hilmi Türkay | Sivas-F.Bahçe maçları daima güç geçmiştir. Sarı-Lacivertlilerin Kadıköy’de rakibine 2-1 kaybederek şampiyonluk yolunda büyük fırsat teptiği maç hâlâ belleğimdedir. Batshuayi’nin sakatlığı çok uzadı. Jesus’un grupta görmek istediği isimdi. Kupa maçında da zormuş. F.Bahçe bu dönem sakatlardan çekti. Valencia’nın oyunun başında sakatlanması talihsizlikti. Ancak arkadaşları yokluğunu aratmadı. Peş peşe gelen üç hoş gol F.Bahçe’yi ve F.Bahçelileri mest etti. Şahsen bu kadar golü kısa mühlet içinde beklemiyordum. İrfan Can Kahveci’nin kırmızı kart görmesi oyuncu ismine anlamsızdı. Sen ekibinin kaptanısın. Yakışmadı. Kaptanlar benim bildiğim gemiyi en son terk edenlerdir. Sivasspor’u tanıyamadım. Jesus’un 2. kısımda ekibini geri çekmesi saçma karardı. Sivas’a geniş oynama alanı sağladı. İrfan Can Eğribayat kalesinde devleşmese öteki şeyler konuşuyor olabilirdik. Uygun ki F.Bahçe üç gol atmıştı. F.Bahçe ismine 90 dakika sonucu hoş. Lakin oynadığı futbol hâlâ soru işareti. Bakalım Beşiktaş-G.Saray derbisi ne olacak? (Cumhuriyet)
“Sinirleri çelikten yapılmış bir adam” – Uğur Meleke | Son 4 dönemde İstek Hoca’ya emsal bir halde sessiz sedasız kendi tarihini yazan bir öbür adam vardı dün karşısında. Hudutları çelikten yapılmış bir adam. 19 yaşında değişik bir ülkeye gelip, kaos ortamından bir türlü çıkamayan bir kulüpte tam 9 farklı hocayla çalışan lakin etrafında olan bitenden asla etkilenmeyen bir adam. İdaresinden teknik takımına, soyunma odasından saha dışına hiçbir hususta istikrar sağlayamamış Fenerbahçe’de istikrarlı olan tek kişi tahminen de Ferdi Kadıoğlu. Dün Fenerbahçe’de Szalai’nin yokluğunda Peres 11’deydi. Jesus maça üçlü savunmayla başladı, Ferdi sol kanat bek oynuyordu. İrfan Can kırmızı kart gördü, Jesus dörtlüye dönüp Ferdi’yi sağ iç durumuna aldı. En sonunda maçı sağ bekte bitirdi Ferdi… Bu karmaşık günde birinin öne çıkması, sorumluluk alması gerekiyordu. Onu da yapan, iki gol atıp maçın fişini çeken Ferdi oldu. Ali Koç’lu 4 dönemde 4 farklı şampiyon gören, 9 teknik adamla çalışan Fenerbahçe’nin sanırım bu süreçte başına gelen en âlâ şey Ferdi… (Hürriyet)
“Şampiyonluğa yetmez” – Cem Dizdar | Kimi vakit gerilim için “Yaratıcılığa yardımcıdır” denir. Ya da buna benzeri bir şey! Son maçın akabinde eleştiriyi de aşan bir taarruza maruz kalan yüksek gerilim altındaki Fenerbahçe ve Jorge Jesus, bu maçta sanki neler yapacaktı? Birinci gole kadar, üstelik golcüsü Enner Valencia’yı kaybeden Fenerbahçe, neredeyse alanda fakat rakibi kadar göründü. Ne var ki, rakibi de alanda görünmemeye ant içmiş üzere olunca Diego Rossi, gol atmanın çok da beceri gerektirmediği yurdumuzda yürüye yürüye gol atınca, kapı aralandı ve arkası geldi. Öbür ne oldu derseniz, “İrfan Can sahne aldı” derim. Ne gereği varsa kaldırdı tabanı ve kendini attırdı. Pekala değişen ne oldu? Hiçbir şey. İkinci devre 0–3 başlayınca Sivas oyunu hatırlamaya başladı. Lakin bu kere öbür İrfan Can fakat Eğribayat olanı çıktı sahneye. Birkaç kritik atak, bir iki kurtarışla ekibini ayakta tuttu. Sivas uzun müddet denediyse de hoş oyun futbol, sürprizini öteki yere saklıyormuş! Ve bu oyun denemeyi sürdüreni ödüllendiriyor ancak enteresan olanı, ayağına top birinci değeni de ödüllendiriyor olması! Ödül bu maçta Jordy Caicedo’ya vurdu ve girer girmez kendisinin bile inanmakta zorlanacağı bir vuruşla golü yaptı. (Fanatik)
“Overmotivasyona karşı 3” – Serdar Ali Çelikler | İstek Çalımbay her Fenerbahçe ve her Galatasaray maçına “final” diyor. Neyin finaliyse? Her lakin her Fenerbahçe ve her Galatasaray maçı Çalımbay için “Mutlak kazanmak zorunda olunan maç” oluyor. Sivasspor maçlara bu overdose motivasyonla çıkıyor. Maçlardan evvel yeminler, tribünleri gezmeler falan derken Sivasspor olduğundan farklı bir ‘gaz’la maçlara başlıyor. Sonra bu maç üzere durup dururken biri çıkıyor (mesele Barış Alper) Rossi üzere golü atıyor. Attila Szalai yok. 100 sene sonra maça çıkan Luan Peres sol bek Serdar-Samet tandemi, Osayi sağ bek Ferdi evvel sol sonra sağ ön, İrfan Can merkezde 8.. Maçın başında bir de Enner’in sakatlığı… Fener daha ne kadar karışık ve eksik olabilir? Buna rağmen Rossi ile öne geçtiler, İrfan’ın kusursuz asistinde Ferdi ile ikiyi buldular. 10 kişi kalmalarına rağmen 3’ü buldular. İstek Çalımbay’ın bu tabloyu yeterli değerlendirmesi lazım. (Habertürk)
“Yanlışların galibiyeti!” – Gürcan Bilgiç | Sahanın tahminen de en “verimsiz” oyuncusu Rossi’nin maçın en “kritik” ismi olması… Futbolun kendi içindeki cilvesinde, “hesaplanamaz” ihtimali yaptı Rossi. Sahanın her köşesini tutmuş, her oyuncuya denetim getirmiş İstek Çalımbay’ın Sivasspor’u, Rossi’nin topla bu kadar aralık kaydedip, risk alıp, gol vuruşunu yapacağını düşünemedi. Maçın “kırılma” anıydı. Fenerbahçe son beraberliğin “ölü toprağını” attı üstünden. “Kazanırız” inancını kazandı ve maçı yönetmeye başladı. “Yönetmek” derken, iki oyun aklı vardı; İrfan Can ve Arda Güler… İki dakika ortayla ayrıldılar oyundan. İrfan Can ikinci defa, emsal konumdan kırmızı görüyor. Birincisi Galatasaray maçındaydı. Ekibin en muteber oyuncusu olması gerekirken acemilik neden? İsmail Yüksek atağı yanlışsız ancak Arda Güler tercihi anlamsız. Pedro varken… Yahut Peres dururken… Rakibe bu kadar denetim verirseniz, yanılgı da yapacaksınız. “Tecrübeli” Jesus geçen maçlardan ders almamış. İstek Hoca’nın planları doğruydu. Yatabare üstünden defansın ardına adam kaçırmaya çalıştı. Fenerbahçe defansının çizgide yaptığı yanılgıların peşine düştü. Durumları da, golü de buldu. Ön taraf baskısında yanlışsız isimleri seçti, top kayıplarından da faydalandı. Ekibini yine yarışın içine sokan isim Ferdi oldu. Kendisinin maksat seçilmediği iki konumda da aklını, çabukluğunu ve en kıymetlisi kazanma isteğini kullandı. Arao maçın zımnî kahramanı. (Fotomaç)
Yorum Yok