Ülke insanı olarak her birimiz pazar günü yapılacak 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri’ne kitlenmiş durumdayız.
Elbette demokrasiler için seçim çok değerli ve biri başkasından daha değerli ya da kıymetsiz değil.
AKP’nin 21 yıldır ülkeyi demokratik bir toplumu meydana getiren çoğulculuğun, açık fikirliliğin, müsamahanın uzağında, baskıcı otoriter bir anlayışla yönetmesi nedeniyle tahminen de karanlıktan evvelki son çıkış bu seçim.
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile yaratılmak istenen tertip ve tüm toplumun hafızasına kazınmak istenen baskıcı-otoriter idare zihniyeti, ne yazık ki 2002 sonrası AKP iktidarı eliyle yalnızca biçim değiştirmiş bir formda devam etmekte.
Bu tutumun son örneği de Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da karşılaştığı taşlı sopalı aksiyon.
Devletin valisi, kolluk kuvvetleri yaşanan olayları seyirci üzere izlerken ne yazık ki 17 vatandaşımız yaralandı.
İşte bu nedenle yasakçı, statükocu, tekçi ve farklılıkları yok sayan, demokrasiyi özde değil kelamda benimsemiş bir cenah karşısında pazar günü tüm vatandaşlarımıza büyük iş düşmekte.
Büyük bir kibirle yürütülen, halkından kopuk bir siyaset anlayışını ya sandığa gömeceğiz ve böylelikle eşitlik, özgürlük, barış ve kardeşlik niyetlerinin toplumda yaygınlaşmasına ortak olacağız.
Ya da yasakçı, farklılıkları yok sayan, antidemokratik bir iktidarın güzelim ülkemizi heba etmesine şahit olacağız.
Bu nedenle tüm seçmenlerin bilhassa de gençlerin sandığa giderek oy kullanması çok önemli!
Türkiye’de iştirakçi demokrasi anlayışının pekişmesi toplumun farklı kısımlarından, farklı inanç ve görüşlere sahip şahısların “Ben de bu ülkenin bir neferiyim” demesi için bu seçim son baht.
İktidarın bindirilmiş kıtalar ile mitinglerinde yaratmak istediği algıya aldırış etmeden gidelim oyumuzu kullanalım.
Oy kullanırken de Japon edebiyatının en âlâ hikaye muharrirlerinden Ryunosuke Akutagava’nın kelamını aklımızdan çıkarmayalım:
“Tek başımıza birer damla, daima birlikte koca bir okyanusuz.”
Elbette yalnızca oy vermekle de işimiz bitmeyecek.
Sandık başında kalarak oyumuza sahip çıkacağız.
Ve sandıklar kapandıktan sonra yapılacak her türlü manipülasyon karşısında aklı selim davranacak, YSK’nin Millet İttifakı’nın seçimi kazandığına dair yapacağı açıklamaya kadar soğuk kanlılığımızı koruyacağız.
Sanmayın ki 2019 Mahallî Seçimleri’nde kazanmadıklarını bile bile ekranlara çıkarak seçimi kazandık diyenler bu seçimde boş duracaklar.
Türk Kurtuluş Savaşı hakkındaki haberleri duyurmak hedefiyle Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan ve şu an AKP cenahının denetimindeki Anadolu Ajansı eliyle galibiyetlerini ilan edecekler, hatta balkon konuşması yapacaklar.
Bizler ise her şeye karşın bir ve bir arada olarak, sağduyuyla hareket ederek oynanabilecek tüm oyunlara pürüz olacağız.
İşte bu nedenle sandığa gitmek çok önemli!
Bir oy deyip geçmeyin!
Katılımcı demokrasinin yaygınlaşması için hem bu seçim hem de vereceğiniz oylar geleceğe daha aydınlık ve inançla bakmamızı sağlayacaktır.
14 Mayıs Seçimleri’nin milletimize güzel olması ve demokrasi şöleni biçiminde geçmesi ise en büyük temennimiz.
Ümidimiz o ki bu seçimle birlikte bahar gelecek ve her şey çok hoş olacak.
Yorum Yok